Fırtınaya namzet goncalar gibi
Salınarak açmayı kolay mı sandın
Yusufi kuyular görünmez dibi
Nefsinden kaçmayı kolay mı sandın

Kılıktan kılığa girerken hüzün
Kızıl dolunayda esirdi yüzün
Turnalar rotayı çizerken güzün
Batıya uçmayı kolay mı sandın

Hangi dağa baksam bana yol geldi
Fermanım dillerde ömre bedeldi
Urganı yağlayan ne cehl ne eldi
Yurdundan göçmeyi kolay mı sandın

Kuzguni bir hava Temmuz’dan kalan
Körpe bahçelerde fidanlar talan
Yatsıya kadar yanan mumlar da yalan
Kalbinle ölçmeyi kolay mı sandın

Bu gözler çok gördü candan kalleşi
Akbaba kesildi bal bildi leşi
Köprüler eyledi Tuna kardeşi
Meriç’ten geçmeyi kolay mı sandın

Açtı gönlümüzde gül rengi yara
Sebebin kününe attım bin nara
Öpsem sancısından gelip kim sara
Cananı seçmeyi kolay mı sandın

Sabrın izbesinde solgun bir beniz
Hüzmesinde girdap hırçınca deniz
Dua kokusundan yanarken geniz
Yeşil sap biçmeyi kolay mı sandın

Acemisi aşkın Şems’i ne bilsin
Derdini sulayan yaşını silsin
Hicret mührü yemiş tuti bir dilsin
Dünyayı hiçmeyi kolay mı sandın

Iramış sevinçler düşler yontulur
Köpük ömrü kadar niyet kurtulur
Sunacak bir kadeh gam  unutulur
Kevser’den içmeyi kolay mı sandın


Tuba Toprak


Kültür ve Sanat Platformu sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.