Herkese Haziran sayımızdan merhaba.
Bu ayki başyazıyı sizlere Kanada’dan yazıyorum. Uzun bir kışın ardından baharı görmek, hemen sonrasında yaz aylarına adım atmak biz Kanadalılar için öyle bir şükür vesilesi ki…
Çünkü ben kendimi hep “Kanada’ya baharı, yazı getiren Mevlam her olmazı oldurur.” deyip teselli ederim.
Uzun bir süredir zaten var olan sıkıntılarımız ülkemizdeki büyük deprem felaketi ile ayyuka çıkmıştı. İçimizde biriken ne varsa, tuttuğumuz, ısrarla gözyaşlarına teslim olmadığımız, depremle birlikte sanki gönlümüzün demir parmaklıklarını yıktı geçti. Üzüntü, hüzün, depresyon, umutsuzluk, tutunacak bir dal bulamama… Hepsi sanki bir olup içimizdeki bize darbe yaptılar. Hiçbirimizde ne yazacak hal kalmıştı, ne de yazılanları paylaşacak derman. Ekipçe aldığımız bir karar ile yayınlarımıza bir ay kadar ara vermiştik. İyi de yapmıştık. Hem içimizde birikenleri yazmayı özlemiştik hem de siz değerli takipçilerimiz ile yazılanları paylaşmayı. Yayımladığımız Mayıs sayısı sonrası Haziran ayı bize ne getirir bilinmez. Lakin ben her gece umudumu kaybetmiş bir şekilde uykuya dalsam da sabah çayımı demleyip gökyüzüne bakarken bardağımda biten çayımla birlikte aslında umudumu tazeliyorum.
Boşuna mı denmiş:
“Çay koy keçeli yeniden başlıyoruz.” diye…
Boşuna mı denmiş:
“Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak. Unutma, aynı gökyüzü altında bir direniştir yaşamak.” diye.
Boşuna mı denmiş:
“Bin kez budadılar körpe dallarımızı
bin kez kırdılar.
yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kez ölümlediler
yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!” diye…
Biz yazarlar acıyla, sevinçle, öfkeyle, aşkla, umutla besleniriz. Üç yıldır #yazdostum diye başladık bu güzel yolculuğumuza. Günlük yayından aylık yayına geçtik. Mor oda şiir akşamları yaptık. Orada birlikte güldük, birlikte ağladık. Düzenlediğimiz “Cizlavet Akademi” ile yaklaşık on konuşmacımız ile kültür-sanat-edebiyat söyleşileri yaptık. Katılımcılarımıza sertifika verdik. Sosyal medya hesaplarımız aracılığı ile aylık yayımlanan eserlerimizin tanıtımlarını yaptık. Bazılarına gönüllü olarak yapılan seslendirmeler ile klipler hazırlayıp YouTube kanalımızda paylaştık. Yine aynı kanalımızda film analizleri, şiir sohbetleri, sesli yazılar yayımladık.
Aylık sayılarımızda yayınladığımız kapaklara yeni boyutlar getirip hareketli kapak fikrimizi hayata geçirip bir ilke imza attık. Gelişen teknolojiyi edebiyat ile birleştirerek geçen ayki kapağımızı yapay zeka ile tasarladık.
Ekibimiz ile her ay gelen eserleri yazarının ismi olmaksızın değenlendirmeye alıyoruz. Yani Cizlavet genel yayın yönetmeni dahi olsanız isimsiz olarak değerlendirilen eseriniz eğer kuruldan geçmezse yayımlanmaz. Böyle de adil ve titiz bir çalışma ekibimiz var arka planda.
Eş başkanlık sistemi ile sevgili Derya Hekim ve Gökhan Bozkuş önderliğinde tüm ekip arkadaşlarıma gönüllü olarak yaptığımız tüm Cizlavet işlerimizdeki gayretlerinden ötürü teşekkür ediyorum. Yeri geliyor hararetli tartışmaların içinde buluyoruz kendimizi, yeri geliyor düşen motivasyonumuzu birlikte ayağa kaldırıyoruz. Bizdeki bu ekip samimiyetinin sizlere de geçtiğine inanarak Haziran sayımıza ve içine girmiş olduğumuz 4. Yılımıza merhaba diyorum.
#yazdostum diyerek bizler hep burada sizlerle olmaya devam edeceğiz ta ki “Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!”.
Cizlavet Sosyal Medya Koordinatörü ve Tasarımcısı
Mavi
3. Yılın Kutlu Olsun Cizlavet
Herkese Haziran sayımızdan merhaba.
Bu ayki başyazıyı sizlere Kanada’dan yazıyorum. Uzun bir kışın ardından baharı görmek, hemen sonrasında yaz aylarına adım atmak biz Kanadalılar için öyle bir şükür vesilesi ki…
Çünkü ben kendimi hep “Kanada’ya baharı, yazı getiren Mevlam her olmazı oldurur.” deyip teselli ederim.
Uzun bir süredir zaten var olan sıkıntılarımız ülkemizdeki büyük deprem felaketi ile ayyuka çıkmıştı. İçimizde biriken ne varsa, tuttuğumuz, ısrarla gözyaşlarına teslim olmadığımız, depremle birlikte sanki gönlümüzün demir parmaklıklarını yıktı geçti. Üzüntü, hüzün, depresyon, umutsuzluk, tutunacak bir dal bulamama… Hepsi sanki bir olup içimizdeki bize darbe yaptılar. Hiçbirimizde ne yazacak hal kalmıştı, ne de yazılanları paylaşacak derman. Ekipçe aldığımız bir karar ile yayınlarımıza bir ay kadar ara vermiştik. İyi de yapmıştık. Hem içimizde birikenleri yazmayı özlemiştik hem de siz değerli takipçilerimiz ile yazılanları paylaşmayı. Yayımladığımız Mayıs sayısı sonrası Haziran ayı bize ne getirir bilinmez. Lakin ben her gece umudumu kaybetmiş bir şekilde uykuya dalsam da sabah çayımı demleyip gökyüzüne bakarken bardağımda biten çayımla birlikte aslında umudumu tazeliyorum.
Boşuna mı denmiş:
“Çay koy keçeli yeniden başlıyoruz.” diye…
Boşuna mı denmiş:
“Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak. Unutma, aynı gökyüzü altında bir direniştir yaşamak.” diye.
Boşuna mı denmiş:
“Bin kez budadılar körpe dallarımızı
bin kez kırdılar.
yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kez ölümlediler
yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!” diye…
Biz yazarlar acıyla, sevinçle, öfkeyle, aşkla, umutla besleniriz. Üç yıldır #yazdostum diye başladık bu güzel yolculuğumuza. Günlük yayından aylık yayına geçtik. Mor oda şiir akşamları yaptık. Orada birlikte güldük, birlikte ağladık. Düzenlediğimiz “Cizlavet Akademi” ile yaklaşık on konuşmacımız ile kültür-sanat-edebiyat söyleşileri yaptık. Katılımcılarımıza sertifika verdik. Sosyal medya hesaplarımız aracılığı ile aylık yayımlanan eserlerimizin tanıtımlarını yaptık. Bazılarına gönüllü olarak yapılan seslendirmeler ile klipler hazırlayıp YouTube kanalımızda paylaştık. Yine aynı kanalımızda film analizleri, şiir sohbetleri, sesli yazılar yayımladık.
Aylık sayılarımızda yayınladığımız kapaklara yeni boyutlar getirip hareketli kapak fikrimizi hayata geçirip bir ilke imza attık. Gelişen teknolojiyi edebiyat ile birleştirerek geçen ayki kapağımızı yapay zeka ile tasarladık.
Ekibimiz ile her ay gelen eserleri yazarının ismi olmaksızın değenlendirmeye alıyoruz. Yani Cizlavet genel yayın yönetmeni dahi olsanız isimsiz olarak değerlendirilen eseriniz eğer kuruldan geçmezse yayımlanmaz. Böyle de adil ve titiz bir çalışma ekibimiz var arka planda.
Eş başkanlık sistemi ile sevgili Derya Hekim ve Gökhan Bozkuş önderliğinde tüm ekip arkadaşlarıma gönüllü olarak yaptığımız tüm Cizlavet işlerimizdeki gayretlerinden ötürü teşekkür ediyorum. Yeri geliyor hararetli tartışmaların içinde buluyoruz kendimizi, yeri geliyor düşen motivasyonumuzu birlikte ayağa kaldırıyoruz. Bizdeki bu ekip samimiyetinin sizlere de geçtiğine inanarak Haziran sayımıza ve içine girmiş olduğumuz 4. Yılımıza merhaba diyorum.
#yazdostum diyerek bizler hep burada sizlerle olmaya devam edeceğiz ta ki “Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!”.
Cizlavet Sosyal Medya Koordinatörü ve Tasarımcısı
Mavi