Hicret ve Zindan / Cihangir Asyalı

Bir tabure durdu

Duvarın dibinde

Sonra yine 

Sonra yine

Niyedir

İç çekip dururlar

Yudum yudum eksilen 

Bardağın renginde

Tabureler hicret

Tabureler gurbet

Tabureler hasret mi

Bir ince sızıdır lakin

Yoklar durur

İçlerini

.

Beyaz beyaz bulutlar geçti

Avlunun üstünden

Kuşlar geçti

Ve düşler…

Kuşlar uzaklarda

Küçücük simsiyah lekeler

Gökyüzü deli mavi

Leke leke tespihlerdir

Kuşların gözleri

Gözleri kuşların hayal mi

Çünkü hayaller

Bulutlar misâli

Alır gider uzaklara

Tespihleri

.

Sıra sıra bardaklar durdu

Avlunun içinde

Terlikler durdu

Tespihler

Ve zeytin çekirdekleri

Bardaklar kırmızı sıcak

Zeytinler sarı

Terliklerle dolu avlu kenarı

Terlikler aşağı

Yukarı

Terlikler içeri

Dışarı

Çekilir duvarlardan aydınlık

Kapanır kapı

.

Akşamdır

Toplanırlar cümle cümle yanyana 

Kıpır kıpır hepsinin dudakları

Beni Saymasınlar Anne / Emin O. Uygur

küçük bir çocuğun hapiste annesine söylediği “anne beni saymasınlar” sözü üzerine

Uyumak istiyorum bırakın beni

Buradayım işte görmüyor musunuz

Bir çocuğu neden sayarsınız büyükler gibi

Çok yoruldum uyumak istiyorum

Anne sen söyle onlara saymasınlar beni

***

Her sabah neden rahatsız ediyorsunuz bizi

Elimden aldınız ablamı abimi

Babam nerde ben babamı özledim

Babama gitmek istiyorum anne

Ne olur söyle anne çıkarsınlar beni

***

Oyuncaklarım nerde siz mi aldınız yoksa

Neden konuşmuyorsunuz

Çaldınız değil mi

Annemin çiçekleri vardı balkonda

Verin annemin çiçeklerini

Çok yoruldum uyumak istiyorum

Anne ne olur söyle saymasınlar beni

***

Parka gidiyorduk abimle ablamla

Pazar günleri

Annemin pastasından yiyorduk yorulunca

Sular ne güzeldi

Gökyüzü ne güzeldi

Arabaya binerdik babamla

***

Neden oyun oynayamıyorum burada

Ben suç mu işledim yoksa

Televizyon izlememe annem izin verdi

Evdeyken annem uslu durursan

Telefonu veririm derdi

Size ben ne yaptım ki

***

Kapılar kapalı

Yerler soğuk

Namaz kılarken üşüyor annem

Allahım sen yardım et bize

Çok özledim babamı ablamı abimi

Çok yoruldum uyumak istiyorum

Anne ne olur söyle onlara

Bir daha saymasınlar beni

13.02.2022

Eminou

İki Oğlumla Yarın… / Emin. O. Uygur

Twitterde bir annenin feryadı üzerine

Yarın hapse gireceğim iki oğlumla

Yarın güneş doğmayacak bize

Yarın gün bile olmayacak

Yarın yok ki gün nasıl olacak

Bugün son akşam gökyüzü altında

Bilmem bir daha ne zaman

Nefes alabilirim özgür havalarda

Ne zaman çocuklarımın elinden tutup

Gidebilirim okulun yanındaki parka

Yarın hapse gireceğim iki oğlumla

Ne kadar kolay söyleniyor değil mi

Sincan cezaevi deyivereyim adını da

Bir anneyim bir öğretmenim

Bir anneyim bir hemşireyim

Bir anneyim herhangi bir meslektenim

Ne suç isnat etmişler bilirsiniz

Şaşırır susar lâl kesilirsiniz

Ama kader susmaz şimdi sessiz olsa da

Bekler ve verir hükmünü sonra

Belki de doldurur gözümü gönlümü

Hiç ummadığım lütuflarla

Yarın hapse gireceğim iki oğlumla

Biliyorum

Orada bekliyor beni suyum ve ekmeğim

Hayatı biraz da o açıdan öğreneceğim

Dünya rahat yeri değil gam yok demedik mi

Dünya ücret değil hizmet yeridir bilmedik mi

Haksız yere giriyoruz hapse şüphe yok

Hak etmiş olarak mı asla hem de çocuklarla

Her şey bir yana

Güzel işler cinayet yerine konuyor ya

En masum fiiller hıyanet olarak adlandırılıyor ya

İşte bu dokunuyor insana

Alkışlar canilere idam cezası İsa’ya

Ölüm fermanı Maşita’ya saraylar Karunlara

Üzülüyorum insanlara

Üzülüyorum koca koca karaltılara

Hak hakikat doğruluk ve adalet

Geç onları her şey paradan ibaret

Yeter bir din kılıfı şirazesi kaymış akıllara

İnanmak ne büyük zevk iftira dolu yalanlara

Yarın hapse gireceğim iki oğlumla

Ne diyeyim siz söyleyin şimdi ben onlara

Bahçe yok güneş yok kuş yok

Adalet yok hak yok hukuk yok

Dört duvar arasında ne yapsın çocuk

Bir gün belki bir şey söyler hukuk

03.01.2022

eminou

Züleyha / Yakup Kenan

Ne manidar bilir misin
Ateşinde üşüyen yüreğim
Birde çakmak çakmak bakan gözlerin..
Şimdi seni düşlüyorum
Gecenin içinde
Bir çıkrık sesi, hüzün dolu
Yudum yudum Yusuf
Yudum yudum aşk
Yıldızlara kayar gözüm
Ay ışığında buluşur ellerimiz
Ve ellerimde manasını yitirir eldiven..
Zamanın külleri yağar
Gözyaşlarımız düşer betona
Uzanır duan her gece üşüyen yüreğime
Sonra usul usul dalarım hasret denizine
Arar bulur ruhum eşini
En derinlerde saklı inciler
Güneşin gerdanında asılı
Adım Züleyha bu gecede şaşkın bir aşık..
Uyku teselli bana
En kestirmeden bizi buluşturur ranza başında,
Kelimeler nasıl taşır özlemi şimdi
Suskunluğa sığar bütün acılar
Kanar durmadan parmak kesiği kalbimin,
Ben sana vuruldum Yusuf
Ve senin aşka olan insibağına
Sen öğretin istiğnayı
Nasıl yürünürmüş yaşarken, sıratta
Evin her yerinde bir anı saklı
Köşe bucak her yer sen
Ve sana kavuşmanın hazırlığı var yüreğimde..
Beklemek kaderimizse
Kavuşmak da var içinde
Ben kapı eşiğindeyim Yusuf
Sana paspas olayım yeter
Ama taç edersin bilirim, başına
Nasıl ermişse Züleyha muradına
Ümidim var
Ve dayadım sırtımı Yaradana
Varsın yarasalar bayram etsin
Çakallar ulusun
Hepsi susacak bir gün
Gel! Gönlümün tahtına otur
Sonrası çözülür düğümün
Adımla o koridorları
Yüzün bize dönük olsun
O an erir bütün buzullar bedenimde
Çağlayanlar akın eder
Garip ve şaşkın
Adını sen koy o anın
Ama visal deme Yusufum
Çünkü ben hiç ayrılmadım ki senden
Bırakmadım ki ellerini
İçimi ısıttı hep varlığın
Şimdi buna visal diyemem Yusuf…
Yakup Kenan 23.08.2020

GÜN DOĞUYOR / Yakup Kenan

Zulmet zeval bulurken güneş battığı yerden doğuyor
Müjdeler var diyarı hicret olanlara
Vatanımda gurbet yaşayanlara
Gün doğuyor gün! Pes etmeyin bitiyor sürgün…
Ellerinde beraat mührü dört nala koşuyorlar doludizgin
Ümidimi heyecana boğuyor geleceğin coşkusu
Dilimde hece hece rahmet muştusu
Başını öne eğme yavrum!
Ana kız baba oğul kucağını açmış
Yusufçuklar ebabilleri çağırıyor
Kanat sesleri inletiyor semayı
Sağır olanlar duymaz!
Genç ihtiyar kadın erkek ciğerleri dağlanmış
Elinde ab-ı hayat olan Lokmanları bekliyor
Vicdanımı incitiyor çığlıklar
Kör olanlar görmez yavrum
Kör olanlar görmez!
Gün doğuyor gün pes etmeyin bitiyor sürgün..!
10.06.2017 Yakup Kenan

*Şiirin hikayesi: Benden yedi ay sonra birçok kadınla birlikte eşim de tutuklandı. Anneler gününde cezaevindeydi. Kendisiyle birlikte kalan üniversite öğrencileri o bloktaki tutuklu bütün annelere özel havalandırma saatinde program düzenlemişler. Eşim o kadar duygulanmıştı ki satırları beni de ağlattı ve o duygular içindeyken bu şiir ilham oldu.

Çık Gel/ Emin Osman Uygur

Çık Gel

Gözlerim takılı zamana

Ümidim mavi sularda

Sen de çık gel bir sabah

Bekliyorum içimde inşirah

Dikenli teller arasından

Demir kapı gıcırdamasından

Çık gel

Ruhum yansır aynalara

Ümidim mavi sularda

Taşıyamam daha fazla

Ayrılık çok ağır geliyor

Kuşların kanat çırpmasından

Dalgaların helecanından

Çık gel

Sözlerim hep sana

Ümidim mavi sularda

Elimde bir buket dua

Sitemim olmaz Allah’a

Ona merhamet

Kulluk yaraşır bana

Meleklerin tebessümünden

Bulutların dökülüşünden

Çık gel

Ellerim kalbin hizasında

Ümidim mavi sularda

Aklımda çıldırtan sorular

Gözümde kaf dağından uykular

Ahh elimizden kayıp giden çocuklar

Mor dağların bakışından

Ümitlerin akışından

Çık gel

Düşlerim bile zindanda

Ümidim mavi sularda

Kaç gece oldu güneş doğmadı

Bir sıcak nefes ruhumu sarmadı

Sırat-ı müstakim duasından

Hasbunallah maverasından

Çık gel

Ümidim mavi sularda

Ümidim mavi sularda

Çık gel

eminosmanuygur

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑