Bir hanımefendi açık görüşte yaşadıklarını yazmıştı kısaca. Onun ıstırabına ortak olmak için.
***
“Şu an İzmir’deyim”
“Eşimi ziyarete geldim”
On dört ay oldu onu hiç görmedim
On dört ay
Yani bir yıl iki ay
Her ay otuz gün anlıyor musunuz
Gün dediysem lafın gelişi
On dört çarpı otuz gece yaşadım ben ne serzenişi
Açık görüş yasak olmuştu ya sadece bize
Hicranlar bize düşmüştü bu asırlık sahnede
Kimi bitti işte der yarın bir gün kendince
Kimi vardır bir hikmetine sarar durur ha bire
Kimi üstten bir hava daha karışmasın öyle işlere
Ne yapmış desem homurtudan çıkmaz sesleri
Sanki bilmiyoruz biz kazayı, atayı, kaderi
Her yer buz her gün kış
Ben içimde saklıyorum bahar denen mevsimi
Açık görüş bekliyordun al işte der gibi
Kapıda bekleyen görevlilerin halleri
Heyecan yapmayayım diyorum ama mümkün mü
Hayat arkadaşım o benim dile kolay otuz yıl
Belki kantinden bir çiçek de almıştır diye geçti aklımdan
Şöyle bir sarılır hasrete gideririz dedim ardından
Bir saatçik ama olsun neler neler konuşuruz
Nihayet göründü kapıda kader yoldaşım
Onu ilk ağır yürüyüşünden tanıdım
Sonra
Mustarip yüzündeki zoraki tebessümünden
Bir hayalet geliyordu sanki üzerime
Ne heyecan kaldı bende ne huzur birdenbire
Ben öylece bakıyordum ayların ardından ona
Kızım sen mi geldin deyiverdi birden bana
Sarsıldım sendeledim ruhuma binlerce yük bindi
Benim dedim ben tuttum elinden
Bak ben geldim aylar sonra evimizden
Sana selam getirdim bulutlu gökyüzünden
Baktı biraz yorgun gözlerle süzdü derinden
Gözlerinden anladım nihayet tanımıştı beni
Ben bıraktım bu ara o tuttu ellerimi
Ağladık sadece gerek yoktu kelimelere
Ben ona nasılsın desem belliydi zaten hali
O bana sorsa ben sadece hasretim diyecektim
Ayrılırken yine değişti bakışları takıldı boşluğa
Veda ettim sanki çok uzak bir tanıdığa
Sürünerek attım kendimi dışarı
Ne görevli göründü gözüme ne başkaları
İsyan ederdim her şeye Allah’ı bilmesem
Beş saat ağladım oracıkta ne dualar içimden
Eminou
24.12.2021