Yavaşlat Zamanı / Meryem Yıldırım


İnsan hevesini de tercihini de yeniden yana kullanmalı. Bu duygularla “merhaba” dediğim ocak daha şimdiden eskimeye başladı. Zaman, kendini ve bizi eskitmeye çoktan heves etmiş. Ben ise yolun bundan sonrasını; kırık bir hayal, yarım kalmış heves ile devam ettirmek istemediğim için umuduma can suyu arayışımın satır arasında Mevlana ile rastlaştım.

“Akıp giden zaman içinde bir kafesteyim, her türlü işte çok ahesteyim, kabrim beni bekliyorken dünyalık hevesteyim, uyandır artık Ya Rab! belki son nefesteyim”

Mevlana, bu sözü neden söylemiş, kime söylemiş bilmem ama sanki bana söylemiş gibi üstüme alasım geldi. Bu içli seslenişe kendimi muhatap ederek geçmişe zaman üstü dürbünle baktım. On üçüncü yüzyılı bu güne getirip Mevlana’nın bu söz yoldaşlığını; aldım, kabul ettim. Zira içimdeki niyet naifliğinin öldürülmeye çalışıldığı bir devrin sakini olarak kendime koruma modu ayarları yapmak durumundayım.

Çünkü;

“Bir yılın ay, bir ayın hafta, bir haftanın gün, bir günün saat, bir saatin de saman alevi gibi olduğu devrin zamanını yaşamaktayız.” Bu sözle kâinatın sona gidiş sevdasının aslında şahsi sonuma gidiş gerçeği oluşunu birleştirerek zamanın hızını kesip ömrümü sil baştan yaşamaya heveslendim. Olmaz, olamaz demeyin. Niyetime güncelleme yaparsam olacaktır diye inanmaktayım. Tam da bu yüzden Mevlana’nın bu cümlesinin içinden geçen “aheste ile heves” zıtlığının anlamı dikkatimi çekti. Bu söz, iki cihan arası tercihler yumağı olan yaşamda nereye yatırım yaptığımın yüzleşmesiydi bana. Hevesler peşinde koşarken hayatıma katma değer olacak ayrıntıların kaçışına izin vermemeliydim. Dillenen kalemimin hevesi kursağında kalmadan bir kez daha hadiselerin diliyle “kelime tefekkürü” yolculuğuma bu iki zıt kelimeyle devam etmek istedim. Biliyorum ki arayışlar buluşlar içindir. Nereden güzel bir koku alırsak koklamaktan çekinmemeli. Hangi taraftan aşina bir yüz görsek yönümüzü o tarafa çevirip yürümeli. Hatta lütuflar bulduğumuz dosta mukayyet olmalıyız ki bütün bu hoşluklar hatırına bir yol bulalım. Ben atımı süreyim de gerisi yolun sahibinin bileceği iş.

Merdivenleri aheste aheste çıkarken karşılaştığım hızlı ve genç olan arkadaşa “yirmili yaşlara gidip hayatı şimdiki ahesteliğinle yaşamak için neler vermezdim” demiştim Mevlana’nın bu sözünü görmeden önce. Hz. Hacer’in telaşlı telaşlı arayışı sonucu ayağını yere vurup ilahi lütufla çıkarttığı su misali akan zamanı durdurmak için aynı yere ayağımı basıp su gibi akan hayatı durdurmak istemiştim o gün.

İşlerin vaktine tabi ve rehinli olmasından mıdır nedir bilmiyorum yüreğimin kabarıklığını sakinleştirecek çareler arayışındaydım o günlerde.

Heveslerin hızlılığı ile zamanı başa sarma isteğimi dürtüleyen ahesteliğin iç çatışmasının bir sonucuydu bütün bunlar. Elimden gelmez olmasından çok içimden gelmez olma ihtimalinden korktuğum için hevesimi kaçırmadan kararlar almalıydım kendimle ilgili. Çünkü gırtlağım boğum boğumdu birçok kişi gibi. Bir yanda her boğuma hapsolmuş susuşlarım, yarım kelimelerim, eksik
cümlelerim, henüz gebelik süreci bitmemiş heveslerim diğer yanda avaz avaz sessiz çığlığım. Hevesimin hevesini kaçırmadan hayatıma müdahil olmam gerektiğinin farkına vardım. Kurak denizlerde sulak çöller arayışımı tamamlama serüvenini mutlu sona ulaştırma hevesinden başka bir şey değildi benimkisi. Olmasını istediğim kadar olmamasını istediğim onca şeyi kursağımda bekletmeden hızlı giden “zaman atımın” yularını çekip söyledim sözümü kendime;

Yavaşlat zamanı,
Döndür yüzünü zamanın en güzeline!
Çevir dünyanın çarkını,
Ve
Yeniden başla yaşamaya!
Zaten;
Dünyanın kendisi koskoca bir heves değil mi ki!?
Öyleyse;
“Allah bes, bâki heves” de ve geç bu sayfayı.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑

%d blogcu bunu beğendi: