Dem-i hazândayız ey yâr hadi gel,
Söyle hangi demdir vaslına engel.
….
Bahâr mâzi oldu, yaz sensiz idi,
Şu mevsim-i hazân ki ümîdimizdi.
….
Bunca zaman geçti yoksun nitekim,
Ümîdimi lâkin ben hiç kesmedim.
….
Kırılan gönlümü kim eğleyecek,
Kalbim bir ney gibi hep inleyecek.
….
Hasretin kahrını çekmek ne de zor,
Hicrân ile yanmak neymiş bana sor.
….
Şimdi “ne yer kaldı, ne yâr kaldı” bak,
Ben aylağım, kuru yapraklar aylak.
….
Serin bir rüzgârla titreşir dallar,
Yer ağlar, gök ağlar, gözlerim ağlar.
….
Yokluğun kalbimde derin bir sızı,
Hayatın ne şevki kaldı ne hazzı.
….
Uzak bir hayâl, meçhul bir iz misin?
Rü’yâda olsa da gelemez misin?
….
Çık gel diye her ân, hep duâdayım,
Ya bir haber sal, ya sesin duyayım.
….
Bir güz akşamı gel ya da öncesi,
Olmasın vuslatın bir kış gecesi.
….
Ümîdim o ki bir gün geleceksin,
Şu yanan âteşi söndüreceksin.
….
O gün şükrederek varıp secdeye,
Öpeceğim toprağı yâr diye diye.
….
Ölsem dahi ne gam; sen yeter ki gel,
Söyle hangi demdir vaslına engel.
Bir Cevap Yazın