Soğuk bir ıslıkla soyundu mevsim,
Hırpani, safran esvabından
Döküp parçalarını bir bir ayakaltına
Haki bir halıyla sakladı.
Kuşanıldı bol bir kefen,
Ric’atsız bir seferdi umulan,
Sonra yorgun bulutların arkasından
Çocuk heyecanıyla belirdi güneş
Bir muştunun kıvılcımı,
Nim-tebessümünde gizliydi,
Vakit geçti, gezinirken umursuzca,
Zemine serilen beyazların üzerinde,
Gün döndü, geçildi yokluğun kapısından
Metruk tenhalığın ortasında
Çıplak kollarını açıyordu ağaçlar,
Çiçekli elbisesiyle bir kız çocuğuna
Nereye bassa adımını olurdu çemenzar,
Nefesi bir ikindi sonrası.
Efsunlu bir iksir gibiydi,
İsmi; Nevbahar…
Şimdi neşeli bir ezgiyi mırıldanıyor,
Peşinden gelen göçmen kuşlar…
Fadi Kılıçzade
Bir Cevap Yazın