Dengbejlerden Edip Cansever’in Karanfillerine / Gökhan Bozkuş


1941’de başlar Adana sürgünü Abidin Dino’nun. Yedi dil bilen , Cenevre’de doğan, Avrupa’nın farklı ülkelerinde eğitim gören Dino, paşa torunudur aynı zamanda. Kendisini sanat alanında çok geliştirmiştir. Avangart edebiyata ve sanata çok yakındır. Bu sürgünde tanışır Adana’nın kara kuru, zayıf, tek gözü görmeyen 17 yaşlarındaki delikanlısıyla. Çizdiği resimleri bu gence gösterir, onun yorumlarına göre bazılarını ön plana çıkarır bazılarını da yırtar atar. O delikanlının beğenmediği çizimler çöpe atılıyor, beğendikleri ise sergilere konuyordu. Ne Kübizm’i bilir, ne Ekspresyonizm’i ne de Emresyonizm’i o delikanlı. Ama fark etmiştir Abidin Dino o tek gözdeki cevheri. Alvarlı Muhammed Lütfi diyor ya hani “Cevâhir kadrini cevher- fürûşân olmayan bilmez”. İşte böyle bir cevher-füruşandır Abidin Dino. Zülfü Livaneli sordum bunu bir gün Yaşar abiye der. Öyle ya… Bu nadide zevk, bu estetik güven nereden geliyordu? Kim olsa merak eder. “Cığcık kilimlerinden” diye cevap vermiş. Cığcık nedir, diyebilirsiniz. Cığcık Kadirli’de Dokuz Bozdoğan köylerinden en kalabalık olanıdır. Adı da bu nedenle yerel Türkçe ağızda kalabalık anlamına gelen Cığcık’tır. Yaşar Kemal orada örülen kilimlerin motiflerini , köklerini, renklerini hafızasına büyük bir dikkatle kazımıştır. Tıpkı köy köy dolaşarak derlediği, klamları, hikayeleri, efsaneleri; dengbejlerin nefeslerini hece hece romanlarına yedirdiği gibi. Eylül ayı sayımızda başyazısını okuduğunuz yazarımız Mavi’nin bir cümlesi vardı. İnsan değer gördüğü yerde çiçek açar.

Yaşar Kemal’e değer veren, ondaki cevheri gören Abidin Dino onunla alakasını hiç kesmemiş. Türk ve dünya edebiyatına önemli katkılar sunacak olan Çukurova’nın bu delikanlısına hep destek olmuştur. Cığcık’ın ne olduğunu yazdım ama bazılarınızın zihninde “dengbej” sözcüğü takılmış olabilir. Dengbej nedir? Yaşar Kemal’i nasıl emzirmişler?


Kürt beldelerinde yaşayan halkların acıları, sevinçleri, türkülerin tanıdık sözleri ve şiirin yıpranmamış halini çıplak sesle dile getirenlere “dengbej” denilir. Deng ses demektir. Bej ise sese biçim verendir, sesi söyleyendir. Sese ruh kazandıran, sesi canlı hale getirendir. Sesi meslek edinmiş usta, mekânı ses olmuş insandır. Modern Kürt edebiyatının en önemli isimlerinden olan Mehmed Uzun’a göre dengbej;

“Dengbej, sese nefes ve yaşam verendir.
Dengbej , sesi kelam, kelamı kılam, türkü haline getirendir.
Dengbej söyleyendir, anlatandır.
Tıpkı yazılı edebiyatın ilk dengbeji Homeros gibi.
Yani dengbej; söyleyen, sözü nakşeden, belleği canlı, diri tutan, hatta bellek olandır.”

Homeros demişken Yaşar Kemal’in Kürtlerin Homeros’u dediği ve çok etkilendiği Evdal’den bahsetmek istiyorum. Evdalê Zeynikê’den… O da değer gördüğü yerde çiçek açanlardandır. O da değer verdiği için çiçek açtıranlardandır. Annesinin ismi ile anılan nadir ozanlardandır Evdal. 113 yıllık yaşamının 100 yılı babasız geçmiştir. Üç yaşındayken vefat eder babası. Bu yüzden annesi Zeyne’nin ismi ile anılır. Zeyne’nin Evdal’ı yani Evdalê Zeynikê dengbejlerin en meşhurudur. Evdal’in değer verdiği iki çiçekten bir Temmo diğeri de bir turnadır. Onun  ‘qulingamın’ dediği ve üzerine stranlar söylediği meşhur turnanın hikayesi ve Evdal’ın yanından ayrılışı bambaşka bir yere alır götürür insanlarımızı. .Turnayı yaralı,kanadı kırık bir şekilde bulan Evdal,onun arkadaşları tarafından kendisi gibi yalnız bırakıldığını anlar ve onu tedavi ederek bir bakıma kendi çaresizliğiyle özdeşleştirir. Gözlerini kaybettiği zaman hikayelerini anlattığı iki çiçektir Temmo ve turna.
İnsan değer gördüğü yerde çiçek açar, cümlesini tekrar hatırlatarak Edip Cansever’in en sevdiğim şiirlerinden bir bölüm ile yazımı bitirmek istiyorum. Yaşar Kemal olsun Evdal olsun , Abidin Dino’nun dokunduğu başka kalem olan Orhan Kemal olsun . Kendisine verilen değerle yeşeren çiçek açan onlar, yüzler, binler olsun. Hepsini birkaç mısrada özetliyor Cansever

“Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
O başkası yok mu bir yanındakine veriyor
Derken karanfil elden ele.
Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
Birleşiyoruz sessizce. “

Gökhan Bozkuş

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑

%d blogcu bunu beğendi: