Sinsi sinsi dolaşıyor, lal dillerde nifak
Hak duvar arasında, yürekler korkak
Canlı, hayalet olmuş cadde sokak
Etten, kemikten, ruhsuz hayat mefluç
Üşütüyor, kapının dışındaki cereyan
İlelebet değil, bitmez sanılan devran
Doğacak güneş, bekliyor zaman
Ahretin tarlasında, insaniyet mefluç
Zulme susmuş, kalpleri titreten hitap
Düşünmüyor, esaret altında akıllar bitap
Gözler bağlı, gerçekleri gizliyor kitap
Tefekkür etmesi gereken, fikir mefluç
Dünya fani, kendini vazgeçilmez sanma
Üç günlük için, geçici masivaya kanma
Doğrudan, haktan başka hiçbir şeyi anma
Baki güzelliğin yolu, doğruluk mefluç
Ruhlar, korku damarlarından yakalanmış
Gözleri, kulakları yanıltan efsunlu yalanmış
Mazlumiyet, bakiyesi yarınlara kalanmış
Haksızlığın mağduru, hakkaniyet mefluç
Düşerken derekeye, suyu bulandıran fasık
Suratlar, mahkeme duvarı gibi asık asık
Sana da kapım açık, haksızlıkta sesi kısık
Son kale memlekette, kardeşlik mefluç
İtham-ı cürüm ile köşe bucak yanarken
İhtiras uğruna, masum yürekler kanarken
Alevlerde, her yeri gül gülistan sanarken
Vicdanların sesi, mihengi basiret mefluç
Daha başlamadan kırmış kalemi, kadı
Zaten hakkı duymak değilmiş, muradı
Kara tabelada kalmış, yaldızlı harfli adı
Mafsalı bozulmuş, elzem adalet mefluç
Tıngırtı yüreğinden kopanla ritmi yakalar
Fanusla köşe başına oturmuş, yalakalar
Sapla saman karışmış, al işte kelalakalar
Ehil olan nadasa bırakılmış, liyakat mefluç
Mefluç / Şeref Bulut

Bir Cevap Yazın