Mürekkebi kuruyan kırık kalem değilim
Suret-i Rahman diye söylüyorsun Sen beni
Ey Gül-i Rânâ’dan duyduğumla bildiğim
Ben böyleyim diyemem biliyorsun Sen beni
Şu sinemin sızısı Mültezem nazı kadar
Rahmetten cana düşen yaşlar gibi tutuşmuş
Dedikçe Sana gelir durdukça beni yakar
Yanarak Seni demek Rabb’ im ne kadar hoşmuş
Muhabbeti kalbime Rahmeti bak gör diye
Fısıldayan Kâinat Sarayının Sahibi
Niyet ile bir ömrü yalnız Sana vermeye
Görüyorsun kulunun kaç kere geldiğini
İman hazinesinin sırrını söyleyensin
Nazar kıl Sen ne olur kalbimde sakla onu
Verdiğin şu gönlü ganimet eyleyensin
Düşe kalka giderken her zaman yokla onu…
Afiyet de zevksizdir derdinden âzâd ise
Murassa saraylarda neylesin âşık olan
İnce çizgi üstünde vuslatın murâd ise
Ne bahtiyar yolcudur yolunda âşık kalan
Sal beni sularına akıp Sana geleyim
Karışsın garip gönül yüzü yerde kullara
Yetim bakışlarımda bayram günü dileğim
Bir zerre eyle beni tükenmez ummânına
Bir Cevap Yazın