Kendimle Kısa Bir Söyleşi / Mavi


Bu Hayatta Huckleberry Finn Olmak

Orijinal, farklı fikirleri olan ve İngilizce’de dendiği gibi ”Out of the Box” düşünen insanlar her zaman ilgimi çekmiştir.

Bugün Twitter’da bir videoya denk geldim. 15-16 yaşlarındaki gençlerle Türkiye gündemi konuşuyorlar. Gençler umutsuz ve gelecekten beklentiyi kesmişler. Hepsi ülkenin geleceği ne olacak, biz nasıl geçineceğiz derken bir tanesinin cevabı tam da bu out of the box dediğim cinstendi. Aslında traji komik. Genç diyor ki:

”Ben bu dünyadan ümidimi kestim. Hafız olup ahiretimi kurtaracağım.” Bence hem zeka hem de kaliteli espri anlayışını içinde barındıran iğneleyici bir cevap. Bu videoyu izleyince aklıma toprağı bol olsun meşhur Amerika’lı yazar Mark Twain’in meşhur karakteri Huckleberry Finn geldi. Mark Twain’de kitaplarında oldukça nüktecidir ve hayatı tiye alan bir karakter olan Huck sayesinde toplumdaki olaylara değinmiştir.

Henüz 11 yaşındayken babasını kaybeden ve çok sonra Mark Twain ismini kullanmaya başlayan Samuel, okulu bırakmak zorunda kalıp bir matbaada çıraklık yapmaya başlar. Belkide yazarlığın tozunu yuttuğu yere ayak basmıştı hiç bilmeden. Ardından abisinin çıkardığı bir dergide mizah yazıları yazan Mark Twain bir süre sonra sıkılıp kaptanlığa çevirir rotayı. Edebiyattan kopamayan Mark Twain bulunduğu yerin mizah anlayışına uygun bir dille yazdığı The Celebrated Jumping Frog of Calaveras County kitabı ile ünü yakalar. Ama kendisinin asıl meşhur olan kitabı Tom Sawyer ve Huckleberry Finn’dir.

11 yaşında okulu bırakıp, daha bir üst paragrafımda değinmediğim mesleklere de el atmış olan bu genç nihayetinde tüm dünyada tanınır bir yazar olmuş.

Hikayelerinde geçen konular da öyle basit şeyler değil. Hikayede geçen Huckleberry Finn karakteri ile dost olan Jim bir köledir. Yaramaz gibi görünen, laf dinlemeyen ve bir çok maceraya atılan bu genç tüm yaşadığı zamanın değer yargılarını düşünecek olursak tam bir vicdan abidesidir. Bir çocuk üzerinden toplumun değer yargılarını dile getirip yer yer tiye alan ve sistemi çokça eleştiren 11 yaşında hayata tutunmayı başarmış bir Mark Twain! Bence bunu sorgulayıp üzerine düşünmek lazım.

Zamanın Amerikası (ki günümüzde hala aynı sorunları tartışıyoruz. Her ne kadar kölelik resmi olarak yok kabul edilse de, arka planda hayatta çoğu şeyin kölesi olmak durumunda bırakılmış insan sayısı çok fazla, ırkçılık, sınıf ayrımcılığı, gücü elinde tutanın güçsüzü ezmesi, değer yargılarımız, adetler vs. ) onca toplum önyargısının içinden 11 yaşında sıyrılmış bir çocuk… Çeşitli işler yapmış ve sonunda dünyaca bilinen bir yazar olup çıkmış.

Bizde böyle toplumdan sıyrılan gençler yok mu? Var elbet ama edebiyat veya sanat bizim toplumda para etmediği için bu alandakiler ya tanınmıyor ve başarıları haber olmuyor veya bastırılmış duyguları açığa çıkaracak kimseleri yok etraflarında.

Gençlerin önünü açmak gerek lafı hep ağızda sakız olmuş. Çevrenize bir bakın. Kim gençlere yardımdan dem vursa ön plana önce kendisini atar. Koltuk sevdası kara sevdadır bizde.

Velhasıl… Bu zamanda Huckleberry Finn olmak lazım. Her çevreye girip, fikir sahibi olmak… Eleştirmek, mizah anlayışıyla harmanlamak, çok konuşup yıldırmadan, bolca okuyup çokça yazmak lazım… Yani bize bolca Mark Twainler lazım…

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑

%d blogcu bunu beğendi: