Sırtımda heybem azıcık katığım
Yürüyorum bilinmezlere
Kirli puslu bir hava
Bir elimde barut diğerinde ateş
Kıstırdım kendimi taş avluda
Taşlar yosun tutmuş
Tutunamadım
Çekildim karanlık dehlizlere
Küf kokusu kılavuzum
Sürünüyorum çığlık çığlığa
Islık çalıyorum bastırmak için korkularımı
Ahın tutmuş demek ki
Ölüyorum ben
Her yanım kırılmış
İçimse kanıyor
Beynim sıkılmış sünger gibi boş
Aklımsa sarhoş
Gözlerim fırtınaya kapılmış
Istırabım acıların arkadaş
Ahın tutmuş demek ki
Ölüyorum ben
Terkedilmiş bir virane burası sanki
Üzerime mor kelebekler basıyor
Altımda dertten deryalar
Batıyorum
Ahın tuttu demek ki
Ölüyorum ben
Akşam olmuyor burada
Sığınamıyorum geceye
Zehir yutmuşum çare diye
Düşlerim savruk hatıralarsa silik
Kulaklarımda bedduaların
Ahın tutmuş demek ki
Ölüyorum ben
Her yer yemyeşil
Gökyüzünde ismin var
Kollarında kır çiçekleri
Gözlerinde bir çağrı
Ahın tutmuş demek ki
Ölüyorum ben
Kan ter içinde uyandım
Bir rüyaymış demek ki
Bir Cevap Yazın