Yorgun dallara bağladım ümidimi
Tükenirken her yaprağında yavaş yavaş
Adadığım adaklara küstüm sen gelmeyince
Sonra yeniden başladı içimde
O amansız savaş
Vuruşurken can siper sensizliğime
Bağrımda saplı hançerdir yokluğun
“Sen olsaydın”diye başlayan her cümlede
Ruhuma sıkışan belirsizliğimdir
Haykırsam ya her pencereden gel diye
Ama kısılır sesim
Süzülürken yanaklarımdan yaş
Ben ki yastığa değil taşa koydum baş
Günleri saydım ve saatleri de
1358 gün 12 saat 28 dakika olmayışını saydım
Sustum
Yoksun diye içimden söyledim bütün şiirleri
Şarkıları ezberlemedim
Yanmasın yine ciğerim
Dağlanmasın diye diyemedim
Duymasın diye tıkadım kulaklarımı
Kınarlar diye de korktum belki
Ben sessizce sınanırken haberi hiç olmayanlar
Kınarlar diye içimden söyledim…
Sessizce söylüyorum
Ama değişmiyor işte
Bağırsam da bir
Bağırmasam da
Sensizlik viranında harabeye döndüm
Ama dik
Ama yıkılmayan
Ama kül olmayan
Yaşıyorum işte
Bekliyorum seni
Açarken bahar dalları
Sümbüllenirken filizler
Ve düşerken cemreler
Gelişine yoruyorum yağmuru, bulutu
Ey benim hasretin hüznüne yol almışlığım
Bekletme artık
Gel gittiğin bitmişliğimden
Çal ansızın kapıyı
Bozulanı sen tamir et
Kesilmesin artık acemice ellerim
Bahane edip ağlamayayım artık
Gel gittiğin çaresizliğimden
Ey benim sürgünlük otağına baş koymuş umudum
Geri gelmeyeceksen söyle!
Her neredeysen ben geleyim yurduna
Beyruha
Gidenler çok mu mutlu geride kalanlardan daha umutlu hasretin katmerlisine hasret eklediler sadakatlerinden taviz vermediler zulmeti gün bildiler zalime dert dilediler zindanı saadete tercih ettiler geri dönecekler apaydınlık yüzleriyle dimdik yürüyüşleriyle…
BeğenLiked by 1 kişi