kalıbına dolup şeklini alıyorum
her zaman bu böyle mi olur
balık için su, kuş için bulut, böcek için toprak
benim için gayri ihtiyari bir durum
akışkan ve farkında olmadan
ceplerimiz ne kadar kelime alır, yolumuz uzun
kimine göre cıvıklık, bana göre anlam
bilmediğimiz zerrenin sonsuz anlamı
belirsiz ve her şeyi kuşatan
kalıbını alıyorum ama dolmuyor
artık yetişecek bir yerim yok
yakışmıyor ne yapsam da sözlerim bir yüze
vakit nasıl geçer, yetemiyorum kimseye
nereye dönsem, nereye dokunsam aynı his
eksilmiş hayatlar, akışına bırakılan yaprak
buna hazır değilim
artık kıştan başka mevsim yok
bol geliyor kalıbın ama evrenden taşıyorum
bize göre değil bu darlık
kendimle düello yapacak cesareti bulsam
çırılçıplak elimde avucumda ne kaldıysa
biraz su ya da bir parça ayna
sonum bir nilüferle aynı olsa
bu yoğunluğu mümkün olmayanla karıştırma sakın
sonsuz akan deniz
anın sonsuzluğu, O’nun parçacığı
esîr içinde, bütün hayallerde kramp
Satürn’e kadar yüzüyorum
Satürn’e varıp simgesine tutunmak sımsıkı
kendi ağına dolaşan balık, kurtar beni
burası neresi, ben kimin oğluyum
bir ülke kurmak istiyorum, tek kişilik
bir ülke kurmak istiyorum
Bir Cevap Yazın