Şimdi ben mecali kalmamış bir ağacın humması
Şimdi ben kurumaya yüz tutmuş bir ırmağın damlası
Şimdi ben yerle bir olmuş dağların kayası
Şimdi ben belirsizliklerin puslu aynası
Aydınlığını yitirmiş güneşlere kırgınım
Dökülürken başımdan aşağı ziftten yağmurlar
Yuvarlanırken zamanın tozunda çamurunda
Ben seni susturmuş dillere de kırgınım
Şimdi ben zifiri karanlıklarda direnen son yıldız
Şimdi ben sinsi uzaklarda tutsak ve yalnız
Şimdi ben halesini arayan o incelmiş hilal
Şimdi ben sürgün akşamlarda tükenmeyen melal
Sen dayayınca başını hasrete
Islık ıslık adını söylemem mi sandın?
Yazarken kalemin simsiyah ucuna milyon defa yokluğunu
Izdırabın demini yudumlamam mı sandın?
Kızma bana
Kelimelerin direnişinde sesim yükseldi diye
Avazım çıktığı kadar bıraktım sensizliği kağıtlara
Ben Elif
Ben Züleyha
Ben Hacerin koşan adımında
Ben Meryemin 7 kapılı mihrabında
Sen en uzakta
Sen en yakında
Sen işte tam da burada
Şimdi ben yıkılası duvarın en eski taşı
Şimdi ben bir annenin gözündeki en acı yaşı
Şimdi ben ayrılık kıskacında
Yorgun mağlubiyetin son telaşı
Şimdi ben
İşte böyle
Beyruha
Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve cizlavet.com’ a aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Emeğinize sağlık…
BeğenLiked by 1 kişi