Dostoyevski’nin klasik romanı. 687 sayfalık bir baş yapıt. Dostoyevski Suç ve Ceza romanında mükemmel bir olay örgüsüyle olayları kişileri mekanları adeta mühendis titizliğinde bir kanaviçe gibi işlemiş. Her karakteri boyutlandırmış psikolojik incelemelere adeta ışık tutmuş. Drama açısından rüya, hayal, mektup, rastlantı gibi objelerle olay örgüsünü örerken mükemmel bir şekilde adeta sinekten yağ çıkartmış. Tekrara, sözcüklerde dahil düşmediği gibi merakı hep pik noktada devam ettirebilmiş. Cümlelerde, hikayede yalınlaştıkça derinleşme gibi model ortaya koymuş. Yazar çürümüş toplumun suç ürettiğini seçkin insanlarında bu aşağılık durumlara tevessül edebileceğini fakat suçu hakkıymış gibi işleseler de vicdan ve kader mekanizmasının muhteşem işleyişi karşısında yaşamı sorgulayacak noktaya gelişlerini bu çıkmaz sokaktan çıkışı aşk ve inançla yenilenerek sağlanabileceğini anlatmış. Kendi adımıza çokça üzüldüğüm yaklaşımı ise iki dünya güneşi Efendimizi (sav) takdir ederken yanlış tanımasıydı. Öyle ki yazar, seçkin ve faziletli bir insan olan Efendimiz (sav) mutlu yarınlar için engelleri kanlı kılıçla aşan ve bu konuda hakkının da olduğunu iddia ediyor. Bize ise Efendimizin (sav) Kuran’dan aldığı talimle insanlık için sulh peygamberi olduğunu anlatmak düşüyor. Unutmadan ekleyeyim yazar toplumu ikiye ayırıyordu. Birinci gurup, çoğunluğu oluşturan emir alan topluluk. Bu gurup toplumun bugününü İkinci emir veren seçkin gurupsa toplumun yarınlarını inşa eder diyordu. Bu yaklaşımda tezatlar da olabilirdi. Şöyle ki birinci guruptan olan birisi kendisini ikinci guruptan sanarak kanun koymayı zorbalıkla isteyebilir ve çok acılara sebep olabilirdi. Fakat bu kişi kendisini Napolyon’un yerine koymakla Napolyon olamayacağı gibi taraftarları tarafından mutlaka alaşağı edilir diyor Dostoyevski. Dilerim son önermesinin hayat bulduğu bizim toplumumuzda Napolyonculuk oynayanların akıbeti biran önce icra edilir.
Dipnot 1:Dostoyevski gibi etkili yazmak için; idama mahkum olacağını bilerek gizlice Belinski’nin Gogol e yazdığı bir mektubu okumak ve yakalanıp idama mahkum olmak, idam günü ilk üç mahkumun idam sehpasına çıktığını görmek, birazdan o sehpaya çıkacağını hissedip idamın ertelenip kürek cezasına çarptırılmak suretiyle sürgünü yaşamak ve o cepteki idam cezasına rağmen arzu ettiği özgür toplum için yine inandığı değerlere sahip çıkıp Suç ve Cezayı yazmak lazım.
Dinpnot 2: Bu kitabı zayıf inançlı insanların okumasının sonucunda suç üretebilirler gibi bir endişeye kapıldım.
Bir Cevap Yazın