Yüreğine kırağı vurmuş şehirden yazıyorum sana bu satırları
Bu satırları korkunun kederle nikahlandığı yerden yazıyorum
Sonu gelmez sarsıntıların
Yangını eksik olmayan toprakların
Yaprakları dökülmüş mevsimlerin
Ve yıkılışların kentinden
Sana bu satırları yitirdiğim neş’eden yazıyorum
Gitme diye arkandan bağırdığım o köşeden
Özgürlüğe el salladığın
Son kez gülümsediğin acılara yazıyorum bu satırları
Duyuyor musun?
İncelir git gide umuda yolculuğum
Bağrımda kavrulur aldanışlarım
Sen de konuşma
Sen de sus
Sen de sessiz ol çaresizliğime
Yerle bir olmuşken vakarım
Artçılarda savrulmuşken gururum
Sararıp solmuşken baharım
Yazıyorum işte satır satır
Tam da ebcedini yakmışken vuslatın
Sana bu satırları kuyuların en dibinden ayın halesine
Yakamozlardan güneşin ışıltısına
Memleketin hüzün yağmurlarına sığınırken tam da
Mülteci özlemlerin savurduğu rüzgarlarla
Hep kayarken donmuş hislerimde
Sonra yine tutunurken sensizliğin ellerine
Sana bu satırları titrerken gönül telim gözyaşı seylaplarında
Yüklenip bir siyah mürekkebe
Ve kalbin kadar temiz bir deftere yazıyorum
Mahlasını bırakıyorum işte buraya
Ben senin gurbetin oldum
Sen benim hasretim
Yazıyorum
Duyuyor musun?
Çok harika olmuş…
BeğenBeğen