Kırmızı bir ıslaklıktı kumlara damlayan
ardışık söylemlerin kurgusu zühre
gölgesiz izafi bakışlara göre
sûzidil bir hicranı zerkettin gövdemize
“bahar bahçe” yanımızla
“yaprak döken” yanımızın hudut çizgisine
ve kumrular
ağlıyordu öylece
neden recmedilir masumiyetin kervansarayı
tüm odalarında senin şarkın çalınırken
“
Sevmenin bedeli sürülmek belki
Göbeği düşen çocukluğumun
ter kokan sokaklarından
bu yüzden kertidi aşım
bilendi kürek mahkumu gönlümün
mihenk taşları
bakır rengi bulutlar gibi telaşım
gizlendi göz bebeği dehlizlerine
soykırım travması bu
lâl oldu uçurtmam boydan boya
artık bana zü-lâl diyebilirsin..”
Farzımuhal
Bir Cevap Yazın