Söğüt yahut dip dalga-
Kimler için çalıyor etrafta boğuk siren
Terk etsin karanfiller samit kasabaları
Hiç umrumda değilsin somurtsun masum çehren
Sırtında kambur gibi taşı akbabaları
Kaybolsan tüm tarihin nehrinde usul usul
Sen ki artık bir yoksun ister sus ister kasıl
Avaneler semtinde evlerin tabanı zift
Haset rujlu dudaklar ,yalanla kıpırdıyor
Heybelere saklanan yılanın sureti çift
Isırdığı güllerin dikeni çatırdıyor
Bahçeleri harap et yak yık tüm etrafını
Bil ki Yusuf soylular belirledi safını
Zevk et dakikaları, bitmeye yaklaşmakta
Rehin verdiğin vaktin kadransız saatlere
Meçhul izbelerinde akrepler bekleşmekte
Sürmek için zehrini,toz pembe vaatlere
Duyuyor musun peki ağır ağır ve tik tak
Vakit gelince artık yapamazsın bir atak
Ne sirenin korkusu,ne yalan hikayeler
Ne yılan zehirleri ,ne akrep tereddütü
Değil mi ki vuslata kilitlenmiş gayeler
Üveykler kucaklasın şanlı salkım söğütü
Sana bırakmak olmaz bu şanlı efsaneyi
Zaten ışık korkutmaz adanmış pervaneyi
Maziden hatıradır , işarettir atiye
Mükedder martıların iddiasız sığınağı
Zerresinde mündemiç kuvve-i imbatiye
Gölgesinde yanmalı ahir vaktin çerağı
Çağ açıp çağ kapayan nesile emanet söğüt
Benimkisi laf değil tek anlayana öğüt
Farzımuhal
Bir Cevap Yazın