Ne sabah ne de akşam kalmadı tadım tuzum
Bir Ege, Meriç kadar belki de huzursuzum
Bir Fırat, Dicle kadar belki ben de susuzum
Bahçede çiçeklere neden yazık ettiler?
Gökyüzünün rengini bil ki çalıp gittiler
Ne sabah ne de akşam kalmadı tadım tuzum
Üşüyen yüreklerde şimdilerde kırağı
Güneş gurup edeli yoklamaz ay şafağı
Yitirdi manasını yakını ve ırağı
Hayra alamet değil bu deli durgunluğum
Ben sustukça büyüdü çocuksu suskunluğum
Üşüyen yüreklerde şimdilerde kırağı
Beklesem de olmuyor burdan çekip gitsem de
Burukluklar içimde bir an öyle gülsem de
Ümit her zaman vardır bunu iyi bilsem de
Elimde pörsüyerek kuruyan dallar kaldı
Bu gönül ah kaç defa buzlaşan ufka daldı
Beklesem de olmuyor burdan çekip gitsem de
Ateşten bir kor gibi tahammül zamanları
Akıl mantık almıyor böyle yaşananları
Unutmak mümkün müdür hoyratlaşan anları
Amansız bir zamanın rüzgârında savrulduk
Hep tahammül dedikçe ateşlerde kavrulduk
Ateşten bir kor gibi tahammül zamanları
Gönül aşka inanmış ne nazda ne niyazda
Saklama acıları güneş görsün biraz da
Mevsimsiz geliverir belki bir gün bir yazda
Kalbinden geçenleri kimler kurutabilir
Coştukça hayallerin seni kim tutabilir
Gönül aşka inanmış ne nazda ne niyazda
Bu sevdanın peşinden koşup da yorulmak yok
Nehirlere karışsak susarız darılmak yok
Kan revan kalsak bile yine de kırılmak yok
Baharlar içimizde çektikçe çoğalırız
Şimdi hazan yesek de yarınlara kalırız
Bu sevdanın peşinden koşup da yorulmak yok
Bir Cevap Yazın