Film karakterlerinden derlemeler yaptığımız Tarifsiz Bakışlar serisine devam …
Bu yazımda Boğaza doğru el sallayan rengarenk kıyafetleri ile içimizi ısıtan bir dizi karakterinin bakışlarını getireceğim size. İsmail Abi karakterinin bakışlarını. Leyla ve Mecnun dizisini izlemiş olanlar iyi bilirler o karakteri. O saf o temiz o güzel karakteri. Yapayalnızlığını boğaza doğru el sallayarak dindiren İsmail Abi karakterini. Birçok güzel ve manalı bakışı vardır İsmail Abi karakterinin. Acaba hangisini koyacaksın kağıda diye sorar gibi olduğunuzu tahmin edebiliyorum. Mesela İskender Abi ile arasında geçen aşağıdaki konuşmada :
” -İsmail. Bazen, yani, hiç bu gemi gelmez falan diye düşündüğün oluyo mu?
– Yoo. Niye gelmesin ki. Gelmicem dese beklemezdim ama gelcem dedi. Mesela daha önce biri bana gelmicem dedi, onu hiç beklemiyorum mesela. Ama babam gelcem dedi. Babam gelip beni burdan alcak sonra biz gitçez biliyon mu İskender abi. ” derkenki bakışındaki hüzünde ve
İskender Abi’nin : ” Gelicek tabi oğlum. Gelmez olur mu. O gemi muhakkak bi gün gelicek. Beraber el sallayalım mı…” deyişinden sonraki sevincinde sönen ve sonra parlayan bakışlarını…
“Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize? Acıyı görmeyen insan, umutsuzluğu yaşamayan, iliklerine dek kederin işleyip yaralamadığı bir insan, mutluluktan, umuttan, sevinçten ne anlar? Göğü görmeden, denizi görmeden maviyi anlamaya benzemez mi bu? ” diyor ya Şükrü Erbaş ben bu karakterde ve bakışlarında en çok umudu sevdim. En çok ümidi sevdim. Tarifsiz bakışlar koleksiyonuna koyacağım İsmail Abi bakışlarına gelince… Pamuk şekerciyi görür sahilde bir gün. Öyle heyecanlanır , öyle mutlu olur ki İsmail Abi. Bir pamuk şeker ısmarlar kendine. Ve yapılırken izleyebilir miyim der naifçe. Şeker konur, renklendirici konur ve pamuk şeker güzelce hazırlanır. İsmail abi şaşkındır. Ve sorar. Nasıl yani , der. İçinde pamuk yok mu bunun , der. Olur mu öyle şey, canım. İsmi pamuk şeker, sadece. Dediğinde ise öyle bir inkısar belirir o gözlerde. İsmail Abi karakterini canlandıran Serkan Keskin’ e hayran kalmamak imkansız. Hadi be, der ve ismetem kalsın , istemem ben pamuk şeker falan diyerek elini cebine koyar ve uzaklaşır. Bu sahneyi izleyen kaç kişi duygulanmış kaç kişi ağlamıştır bilmiyorum. Ama etkilemişti beni o çocukça tahayyül ve ardında beliren hakikat. İnsan zannettiklerinin öyle olmadığını öğrendiğinde yaşar o duyguyu. Yaşamışızdır birçoğumuz. Kimbilir kaç kere , kaç kere vay be demişizdir. Yazıyı sonlandırırken İsmail Abi karakteri ile ilgili ekşi sözlükte yer alan bir yorumu hiç değiştirmeden olduğu gibi kopyalamak istiyorum :
“Türk dizilerinde yer alan en gerçek dışı karakterdir kendisi. hatta belki de tek gerçek dışı karakter. çünkü ismail abi gibi, saf, gariban, iyi niyetli, arkadaşlarını ne olursa olsun yalnız bırakmayan, hep destek olan ikinci adam olmayı seçmiş biri bu dünyada var olamaz. olsa bile acımasızlaşmış insanlar ona diğer leyla ile mecnun karakterleri gibi davranmayıp, onu kullanacakları, hor görecekleri ve onunla dalga geçecekleri için ismail abi değişmek zorunda kalacaktır. ismail abi bu düzende kendine yer bulamaz. kendisini her hafta bayıla bayıla izleyen bizler bile durup onu anlamaya, tanımaya bile çalışmayız. etiket meraklısı bir dünya olduğumuz için, bilmem ne okulundan mezun olmamış, saf, işsiz birine asla vakit ayırmaz, o yokmuş gibi davranır yolumuza devam ederiz. “